Ekoyay yayıncılık 7.sınıf fen ve teknoloji çalışma kitabının sayfa 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181 cevapları
Çevremizdeki Biyolojik Çeşitlilik
• Bu I unduğunuz bölgede yetiştirilen üç bitki türünü seçerek bu bitkilerin hayatınızdaki yerini ve biyolojik çeşitlilikteki önemini açıklayınız. • Bulunduğunuz bölgede yaşayan hayvan türlerinden üçünü seçerek bu hayvanların hayatınızdaki yerini ve biyoIojik çeşitlilikteki önemini açıklayınız. Tehlike Altında Bir Tür Aşağıdaki metni dikkatle okuyunuz. Metnin altındaki soru ların cevaplarını ilgili kutucuklara yazınız.
Kelaynakların Biyolojileri, Yaşama Alanları ve Koruma Önlemleri
Kelaynaklar, tüysüz, kırmızı bir yüz ve kafaya, uzun, kıvrık, kırmızı bir gagaya sahiptir. Başlarında tüy olmaması nedeniyle bu adı almışlardır. Kelaynaklar çok sosyaldir, sabahın erken saatlerinde 10-15 km uzaklıktaki beslenme alanlarına gruplar hâlinde giderler. Uzun ve kıvrık gagalarıyla yiyeceklerini ararlar. Yavrular kendilerini besleyebilecek duruma gelene kadar anneleri tarafımdan 2-5 ay beslenir. Tek eşli yaşamaları nedeniyle üre me le ri çok ya vaş olur.
Kelaynaklar, önceleri Ortadoğu, Kuzey Afrika ve hatta Avrupa Alplerinde yaygın bulunmaktayken 400 yıl önce buralardan yok olmuştur. Bu tür şimdi resmî olarak kritik tehlike sınırındadır. Dünyada sadece Türkiye'de (Birecik/ Urfa) ve Fas'ta koruma altında az sayıda bulunmaktadır. Dünya popülasyonları yaklaşık 500 bireydir. Türün doğal yaşam alanı Alpler'den Kızıldenize, Fas'tan Güneydoğu Anadolu'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyadır.
Türkiye'de yaşayan yaklaşık 75 bireyin göç etmesine izin verilmemekte ve göç zamanı kuşlar kafeslere alınmaktadır. Ama Suriye'de 5-4 bireyden oluşan ve hâlâ kışın göç eden küçük bir topluluğa rastlanmıştır. Kelaynaklar ile ilgili gerek Avrupa gerek Türkiye kaynaklı yeni projeler bu kuşları güvenli şekilde göç ettirebilmeyi amaçlar.
Kelaynakların yok olmasının bir çok nedeni vardır. Bunların başında avcılık gelir. Yanlış tarım politikaları sonucunda kurutulan sulak alanlar ve başka nedenlerle beslenme alanlarının kaybı, 1950yılında çekirge salgınına karşıyapı-lan DDT ilaçlaması, Birecik'teki kelayanakların hızla yok olmasına neden olmuştur. Kurtulanlar ise ilacın etkisinden birkaç sene yumurta vermemiştir.
1990 yılından sonra artık, Birecik'te yarı yabani kuşlar, üreme dönemine hazırlık için şubat-mart aylarında kafeslerinden çıkarılır ve göç zamanına doğru temmuz-ağustos aylarında tekrar kafeslerine alınır. Bu dönem içerisinde kuşlar doğal ortamlarında serbestçe uçup üreyebilir. Üreme istasyonunun içindeki kayalıklar ve tahta yuvalarda üreyen kelaynaklara günde iki defa yem verilir. Kuşlar, aynı zamanda Fırat'ın kenarındaki alanlara gidip beslenebilir.
• Kelaynakların nesillerinin tükenmesine neden olan faktörler nelerdir? Yazınız.
• Kelaynakların nesillerinin korunması için önerilerinizi yazınız.
Aşağıya, bitki I ere ve hayvan lara sevgiyle davranmanın önemini anlatan bir kompozisyon yazınız. Kompozisyonunuza başl ık koymayı unutmayınız. Yazdığınız kompozisyonu sınıf arkadaşlarınıza okuyunuz.
BİYOLOJİK SİLAH NEDİR?
Biyolojik silah, daha çok askerî amaçlarla diğer canlılar üzerinde zararlı etkiler yaratmak maksadıyla kullanılan bakteri, virüs gibi bulaşıcılar ile toksin ve zehirlere verilen genel isimdir. Biyolojik maddeler, kokusuz ve tatsız gaz bu I utu hâ I inde atıldığı zaman, mikron boyutunda son derece küçük parçalardan oluştuğundan insan gözüyle görülemez.
Hava, su ve mekanik taşıyıcılar (böcek vs.) da biyolojik si I ahları yaymak için kul I anılabilir. Biyolojik organizmaların çok küçük bir parçası bile kimyasal silahlardan daha ölümcül olabilmektedir. Antrax (Antraks) olarak bilinen Şarbon virüsünün biyolojik silah versiyonları solunum yoluyla havadan alındıktan sonra ciğerlerde kuluçka dönemi geçirip kısa sürede öldürücü hâl e dönebilir. Bu yüzden biyolojik sil ahlar, uygun ortamlarda kendilerini çoğaltabilme, genetik müdahale, mut asyona uğr ama (hayvandan insana, insandan insana geçme gibi) özell ikleri nedeniyle yeryüzündeki en etkin ve acımasız sil ahlar arasında yer alır. Biyolojik sil ah ajanı olarak adl andırılan botulinum toksini, kimyasal sinir gazı, sarinden üç milyon kat daha güçlü ve öldürücüdür.
Dünyada, bu silahların kullanım ve üretimini engellemek amacıyla 1925'te Cenevre Protokolü, 1972'de Biyolojik Si I ahlar Konvansiyonu (BWC) imzalandı. Dünyayı korkutan şey ise insanların bu tür si I ahların yapımını düşünmesinin ürkütücülüğü kadar, bu prot okollere rağmen baz ı ülkelerde bu sil ahların hâl â yüks ek mikt arda depolanmasıdır.
• Biyolojik silahların kullanımı dünyada ne gibi çevre sorunlarına yol açabilir? Ülkemiz bu çevre sorunlarından nasıl etkilenir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder